Saint Bernard köpek ırkı bilinene göre son derece eski bir ırktır. Rivayete göre İsviçre ve İspanya’nın arasındaki Alp Dağları’nda gelip giden yolcular için sığınak olması amacıyla kurulmuş bir manastırda ki St. Bernard isimli bir kişi tarafından yetiştirilmeye başlanmıştır. Yetiştirilmeye başlandığı tarih kaynaklara göre değişiklik gösterirken, en çok MS 980 yıllarında yetiştirilmeye başlandığı yazılmaktadır.
Tibetan Mastifinden türediği söylenmektedir. Bununla birlikte 1000 yıl boyunca Romalılar tarafından Alplere getirilen köpeklerle üretildiği düşünülmektedir. Bir diğer rivayete göre ise keşişler b köpeklerin üretimini dağ köpekleri ile yapmıştır. Daha sonraları ise son derece popüler hale gelmişlerdir. Bunun sebebi ise 17. Yüzyıldan itibaren arama ve kurtarma köpeği olarak kullanılmalarıdır. Koku alma duyuları oldukça güçlüdür ki metrelerce karlar altında kalmış olan insanları kurtardıkları hikâyeler dünyanın her yerinde kulaktan kulağa dolaşmaktadır. Bütün bunlar göz önüne alındığında bu denli korkusuz ve kurtarıcı bir köpeğin insanlar tarafından sevilmemesi ve popülerliğinin bütün dünyaya yayılmaması imkânsız hale gelmiştir.
Son derece hayat dolu bir ırk olan St. Bernard köpek ırkının bu hayat dolu olmasının düşünülmektedir. O kadar fazla hayat kurtarmıştır ki bunun sevinci ile içindeki hayat sevgisi de son derece artmış hatta dolup taşmıştır. Bununla birlikte son derece dost canlısı yapısı ile her ne kadar görünüş olarak insanların gönlünü fethetmeyi başarsa da dost canlısı olması da insanlar için son derece ilgi çekici bir özelliğidir. Bunlarla birlikte bir kurtarma köpeği olmasından kaynaklı olarak uyanık ve açık gözlü bir köpektir. Normalde dışarıdan bakıldığında çok saf bir görünüşe sahip olsa da insanları kurtarma görevini üstlenmesi amacıyla sürekli olarak gözlerini açık tutması ve uyanık olması gerekmektedir. Bunun sebebi en küçük sesi ve kokuyu duymasının gerekliliğidir. Bütün bunların yanı sıra son derece sakin ve nazik bir yapıya Bütün bunların yanı sıra son derece sakin ve nazik bir yapıya derece nazik tavırlar sergilerken, son derece nadir sinirlenir ve her zaman sakin bir yapısı vardır. Karşısındaki kişi kendisine zarar vermeye kalkmadığı sürece sinirlenip de saldırgan tavırlar sergilemez.
Dünyanın en büyük köpeklerinden birisidir. Boyu genellikle erkek ya da dişi fark etmeksizin 65 santimetre ile 75 santimetre arasında değişiklik gösterir. Bunun yanı sıra kiloları ise yine erkek ya da dişi fark etmeksizin 85 kilograma kadar çıkar. Yetişkin bir St. Bernard köpeği en az 50 kilogram ağırlığındadır. Son derece büyük ve sağlam duruşlu bir ırktır. Uzun ve kısa olarak iki türlü tüy çeşidi vardır ve bu tüyleri genellikle beyaz üzerine açık kahverengi şeklindedir. Kulakları ve yüzü simsiyahtır. Bununla birlikte bu köpek ırkı tam bir kış köpeğidir. Patileri de buna göre evrilmiştir.
Karda ya da buzda yere daha sağlam ve sert basabilmesi adına ayakları son derece geniş bir yapıdadır. Kurtarma köpekleri olmalarının en temel sebebi ise duyma ve koku alma organlarının son derece gelişmiş olmasıdır. Bu sayede en ufak sesi ya da kokuyu duyarak o sesin ya da kokunun izini sürer ve kurtarma işlemini gerçekleştirmeye çalışır. Eğer ki imkânsız bir kurtarma görevi ise yani kendisi bu görevi yapamıyorsa mutlaka ve mutlaka gidip yardım getirir.
Diğer köpeklere oranla yaşam süresi daha kısadır. Diğer köpekler ortalama olarak 14 yıl yaşayabilirken, bu köpek ırkı ise ortalama 12 yıl yaşamaktadır. Bunun en büyük sebebi ise bünyesinde barındırdığı hastalıklardır. Saint Bernard köpek ırkının bünyesinde barındırdığı hastalıklar;
Yukarıda belirttiğimiz sağlık sorunlarına yatkınlığı daha fazladır. Bu hastalıkların oluşmasındaki temel etken ise her ne kadar tam bir kış köpeği olsa da soğuk havalar olabilmektedir. Sürekli olarak soğuk, karlı ve buzlu yollarda hareket eden bu köpekte bu tür hastalıkların görülmesi de son derece normaldir. Bütün bunlarla birlikte göz enfeksiyonu ve obezite gibi her köpek türünde görülme ihtimali olan hastalıkları da mevcuttur. Hastalıklar göz önüne alınarak her ne kadar bu hastalıklar sebebiyle ömrü kısalsa da kısa olan bu ömrünü çekilir kılmak amacıyla bakımlarının düzenli yapılması ve düzenli beslenmesi sağlanabilir. Bütün bunlar dahilinde ise düzenli egzersiz yaptırılarak biraz daha güçlü ve ömrünün son anına kadar daha dinç ve fit bir yaşam elde edilmesi sağlanmalıdır.
Boyutları sebebiyle son derece büyük bir köpek ırkıdır. Bununla birlikte daha önce bahsedildiği üzere iki türlü tüy çeşidi vardır. Uzun türlü köpeklerde tüy bakımının son derece sık ve düzenli olarak yapılması önerilir aksi halde tüylerin birbirine karışması son derece olası bir durumdur. Bununla birlikte banyo yaptırılması da uzun tüylü olanlarında oldukça sık olmalı. Aksi halde son derece kirli bir görüntüye sahip olacak ve bundan sahibi olduğu kadar kendisi de rahatsızlık duyacaktır. Apartman dairelerinde yeterli alan sağlandığı takdirde beslenmesi son derece uygundur. Bunun haricinde zaten ev içerisinde çok fazla hareket eden bir köpek değildir. Genelde yatağında yatar ve gününü öyle geçirir. Her ne kadar apartman dairesinde beslenmeye uygun da olsa dışarı çıkıp gezip dolaşmak son derece mutluluk verici bir aktivitedir.
Soğuk iklimin hâkim olduğu ülkelerde beslenmesi önerilir. Sıcak iklimin hâkim olduğu ülkelerde sıcak havalardan dolayı birçok rahatsızlık boy gösterebilir. Evinde ya da çevresinde herhangi bir tüy görmek istemeyen insanlar için en son önerilecek köpektir. Çünkü düzenli olarak sürekli tüy döker. Beslenme konusunda ise yine büyük köpeklerde olduğu gibi sahibini rahat ettirir. Çünkü tıpkı insanlar gibi insanların yediği ve yiyebileceği birçok şeyi sevdiği takdirse yiyebilir. Sadece çok yağlı yiyecekler verilmesi obeziteye yatkın bir köpek olmasından kaynaklı olarak önerilmez. Bütün bunlar haricinde yine kuru ve yumuşak mama ve sağlıklı besinlerle beslenmesi uygun görülmektedir. Bu gibi durumlarda bir uzmana danışarak köpek için bir yemek rutini ayarlanabilir.
Her ne kadar kendisi de bir melez köpek olsa da birçok cins ve vücudunda genetik hastalıklar taşıyan köpek ırkı gibi St. Bernard köpeklerinin de kendi cinsleri dışındaki cinslerle çiftleştirilmesi önerilmez. Aksi halde, yine diğer cins köpeklerde olacağı gibi doğacak olan yavru her ne kadar yeni bir tür olacak olsa da son derece sağlıksız ve bünyesinde birçok hastalık barındıran yeni bir tür olacaktır. Genellikle 1 ya da 2 yavru dünyaya getiren bu türün yavruları da tıpkı anne ve babaları gibi onların da vücudunda bulunan genetik hastalıkların aynılarını bünyelerinde taşırlar.